30 Ocak 2016
Koku Kişiye Özeldir; Jo Malone
Kokularıyla herkesi büyüleyen parfümleri, vücut kremlerini, mumları anlatmadan önce size biraz markanın kendisinden yani nam-ı diğer Jo Malone'dan bahsedelim... 90'lı yıllarda öncelikle krem hazırlayıp satan Malone, kremleri almaya gelen müşterilerine teşekkür amaçlı kendi üretimi olan kokulu banyo yağları hediye ediyormuş. Zamanla talep artmış ve bir mağaza açmaya karar vermiş ve çok kısa bir sürede mağaza sayısı arttırıp 1999'da markasını Estée Lauder'a satmayı başarmış. Jo Malone'nun İstanbul'da dört, Ankara'da bir mağazası var bildiğim kadarıyla. Parfüm benim için çok önemli, kokum kesinlikle bana özel olmalı diyorsanız kesinlikle ziyaret etmelisiniz.
Tek parfüm almak istediğinizde fiyatlar diğer parfüm markaları ile aşağı yukarı aynı fakat işin içine farklılık katmak istiyorsanız ya iki çeşit parfüm almanız ( tabi isterseniz daha da fazla ) ya da tek parfüm alıp, altına uygulamak için farklı bir kokuda vücut kremi almanız gerekiyor. Birçok koku üst üste uygulanarak bambaşka parfümler elde edilebiliyor.
Şahsen ben önceki ziyaretimde parfüm alıp, bu yazıyı hazırlamak için gittiğimde ise farklı kokuda bir krem aldım ve parfümümü nihayet kendime özel hale getirdim. Tabi hala işimin bittiğini söyleyemem sırada el sabunu ve banyo yağı var. Amaç kokuyu daha kalıcı hale getirmek...
En meşhur olan kokuları; English Pear and Freesia, French Lime Blossom, Pomegranate Noir, Orange Blossom, Peony Blush ve Irıs and White Musk. Bunlardan biri ile başlayıp kendi zevkinize göre onlarca çeşitten bir veya birkaçı ile kombin edebilirsiniz. Jo Malone çeşitliliği toplamda ortalama 400 farklı kokunun ortaya çıkmasını sağlıyor. Bu da demek oluyor ki koku gerçekten tamamen sizin zevkiniz, tamamen sizin teniniz ile kişiselleşiyor.
Bu arada parfümler unisex, açıkçası kokladıklarımız arasında bu tam bir erkek kokusu dediğimiz olmadı. İlla ki vardır birkaç çeşit fakat dediğim gibi biz denemedik :)
Fiyat biraz daha uygun olsa süper olur aslında çünkü insanın beğendiği birkaç parfümle birlikte, o kokulardaki mumları, kremleri, yağları, sabunları, peelingleri alası geliyor... O hafif, pudramsı, pamuklara sarmalanmış kokular arasında insan kendisini kaybediyor :) Çalışanların da yardımıyla çok güzel kokular ortaya çıkabiliyor. Size sevdiğiniz kokuları sorup, ona göre yönlendiriyorlar ve seçenekleri sunuyorlar. Almaya karar verdiğinizde de üzeri siyah fiyonklu krem rengi kutular bütün şıklıkları ile sizlerle buluşuyor :)
Bildiğimiz mağazalar; Ankara Next Level, İstanbul ise İstinye Park, Kanyon, Zorlu ve Akasya AVM. Bu tavsiye için bizlere teşekkür edeceğinize inanıyoruz. Şimdiden hayırlı olsun :)
28 Ocak 2016
Renkli ve Canlı; Ateş Gülü Çiçek Sanatı
Bu soğuk kış günlerinde sıklıkla tercih edilen alışveriş merkezleri, beyaz ışıkları ve mavi gökyüzünü saklayan mimarileriyle pek de sevdiğimiz yerlerden değildir. İşte bu sebeple, buralarda gördüğümüz her renkli detay, ilgimizi çekmeye aday. Akasya AVM'de gözümüze çarpan Ateş Gülü adlı küçük dükkan bunlardan biri; dükkan diyoruz, çünkü burası karşılıklı mağazaların ortasında kalan boş alanda kurulmuş durumda.
Ateş Gülü rengarenk çiçek türleri, tasarımları ve çiçek dekorasyonu fikirleri ile hatırı sayılır oranda günümüzü renklendirdi. Artık klasikleşen orkidelerin şık saksılarla birleştiği raflarda, son zamanlarda popüler olmaya başlayan cam fanuslu ve kafesli düzenlemeler de mevcut.
Fiyatları nispeten yüksek bulduğumuz bu yerde, bütçenize uygun alternatifler de bulabilirsiniz. Küçük renkli saksılarda kaktüslerin yanı sıra, tekli halde satılan küçük suculent'ler de mevcut. Bizim favorimiz ise, hemen aşağıda gördüğünüz renkli saksılarda satılan ve ilk defa karşılaştığımız "kılıç kaktüs"ler :)


Bu ürünlerle kendi evinizi renklendirebileceğiniz gibi, iyi bir hediye fikri olarak düşünebilir ve başka evleri de renklendirebilirsiniz. Özellikle bugünlerde indirim sebebiyle mağazalarda yaşanan karışıklık ve birçoklarımızın yaşadığı "indirimde hediye bulamama" durumuna Ateş Gülü renkli bir çözüm ve alternatif getiriyor şüphesiz.
Belirtmeden geçmeyelim; Ateş Gülü Çiçek Sanatı dilerseniz özel günlerde sizler için kişiye özel tasarımlar yaparken, gelin çiçeklerinde sizlere yardımcı oluyor. İlham alabileceğiniz fikirler ve tasarımlar için markanın Instagram hesabını şiddetle öneririz :)
Daha detaylı bilgi için buyurun: http://atesgulucicek.com
Instagram: @ciceksanati
Ateş Gülü rengarenk çiçek türleri, tasarımları ve çiçek dekorasyonu fikirleri ile hatırı sayılır oranda günümüzü renklendirdi. Artık klasikleşen orkidelerin şık saksılarla birleştiği raflarda, son zamanlarda popüler olmaya başlayan cam fanuslu ve kafesli düzenlemeler de mevcut.
Fiyatları nispeten yüksek bulduğumuz bu yerde, bütçenize uygun alternatifler de bulabilirsiniz. Küçük renkli saksılarda kaktüslerin yanı sıra, tekli halde satılan küçük suculent'ler de mevcut. Bizim favorimiz ise, hemen aşağıda gördüğünüz renkli saksılarda satılan ve ilk defa karşılaştığımız "kılıç kaktüs"ler :)
Bu ürünlerle kendi evinizi renklendirebileceğiniz gibi, iyi bir hediye fikri olarak düşünebilir ve başka evleri de renklendirebilirsiniz. Özellikle bugünlerde indirim sebebiyle mağazalarda yaşanan karışıklık ve birçoklarımızın yaşadığı "indirimde hediye bulamama" durumuna Ateş Gülü renkli bir çözüm ve alternatif getiriyor şüphesiz.
Belirtmeden geçmeyelim; Ateş Gülü Çiçek Sanatı dilerseniz özel günlerde sizler için kişiye özel tasarımlar yaparken, gelin çiçeklerinde sizlere yardımcı oluyor. İlham alabileceğiniz fikirler ve tasarımlar için markanın Instagram hesabını şiddetle öneririz :)
Daha detaylı bilgi için buyurun: http://atesgulucicek.com
Instagram: @ciceksanati
27 Ocak 2016
Sıcacık Bir Yuva İçin; Zara Home
Bugün eviniz için küçük bir alışveriş turuna çıktık ve indirim ile yeni sezon ürünlerinin birbirine karıştığı şu dönemde Zara Home'a bir göz attık. İndirim yüzünden çok dolu olan mağazanın nevresim takımlarına, yastık kılıflarına, perdelerine, mutfak ve banyo ürünlerine kısa bir süre daha uygun fiyatlarla ulaşabilirsiniz. Bizse daha çok yeni sezon ürünlerinden gözümüze çarpanları sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Yeni mevsimi küçük dokunuşlarla evimize getirmenin en hesaplı yollarından olan dekoratif yastık kılıfları floral detaylarıyla evinizin baş köşesine yerleşmeye aday. Dilerseniz bu yastıklarla yarattığınız bahar görünümünü Zara Home'un yeni sezon oda kokularıyla birleştirebilir ve hem şık bir görünüm, hem de taptaze bir hava yakalayabilirsiniz.
26 Ocak 2016
Mutsuz Ama İnatçı; Joy
İsmini filmin ana kahramanından alan Joy, aslında ismi ile bizi ilk başta yanılgıya düşürüyor; zira filmin mutlulukla pek az ilgisi var. Joy, Amerikalı girişimci bir genç kadının tasarladığı ürünü gerçeğe dönüştürmek ve satmak için yaşadığı türlü zorlukları konu alıyor. Aile bireyleri, fikirleri, çocukluk hayali ve gerçek hayatın zorlukları arasında kalan Joy'a Jennifer Lawrence hayat veriyor. Lawrence bu film ile En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar'a aday olurken, aynı dalda Altın Küre'yi kaptı bile.
Kabul etmek gerekir ki, filmi izlerken bazen "bu kadar da olur mu" diyorsunuz; ancak senaryo gerçek hayattan esinlenerek oluşturulmuş; yani gerçek hayatta hakikaten "o kadar da olmuş"! Merak edenler için Joy Mangano'nun gerçek hayat hikayesi burada: https://en.wikipedia.org/wiki/Joy_Mangano
Son olarak belirtelim ki Jennifer Lawrence'a bu filmde Robert De Niro ve Bradley Cooper eşlik ediyor; bu üçlüyü şahsen benim çok beğendiğim Silver Linings Playbook'tan hatırlayacağınızı umuyorum. Bir kadın girişimcinin özgüveni ile yenilgiyi kabul etmeyişine tanık olmak ve Jennifer Lawrence'ın her geçen gün gelişen oyunculuğunu farklı bir rol ile görmek isterseniz, halen vizyonda olan Joy'u izlemenizi tavsiye ederim.
Farklı Bir Unter
Unter'i anlatmanın gereği yok: Her türlü hava koşulunda dışarıda bir kalabalıkla karşılaşıyoruz, elimizde içkilerimizle "geçerken uğramışçasına" sohbet ediyor ve mutlaka bir tanıdığa rastlıyoruz. Karaköy'ün popüler olmaya başladığı dönemlerde tercihimiz olan Unter'e bir de gündüz uğrayalım dedik, farklı bir Unter ile karşılaştık.
Gece hayatı öncesi yemeğe çıkmak bazen yer bulma, bazen trafik çilesi, bazense yoğun cumartesi günlerine başka bir program sığdırmanın zorluğu sebebiyle imkansıza yakın olduğundan, henüz Unter'in yemek menüsüyle tanışmamıştık. Öğlen yemeği için tercih ettiğimiz Unter'in farklı ve güzel lezzetleri olduğunu keşfettik. Kahvaltı ve brunch seçeneklerinin yanı sıra salata, et - tavuk - balık ürünleri ve tatlılar da mevcut. Ancak belirtmemiz gerekiyor ki, fiyatlar bize birazcık abartılı göründü.

Menüde gözümüze çarpmayan bir diğer seçenek ise, kulağımıza gelen günün menüsü seçeneği. Menüdeki alternatiflere göre bir nebze daha geleneksel yemeklerin sunulduğu günün menüsü çorba, ana yemek ve tatlıdan oluşuyor ve daha makul bir fiyatla müşterilerle buluşuyor. Eğer her yerde bulabileceğiniz yemeklerden sıkıldıysanız, günün menüsü iyi bir alternatif olabilir; lütfen gidince sorunuz :)
Menüde gözümüze çarpmayan bir diğer seçenek ise, kulağımıza gelen günün menüsü seçeneği. Menüdeki alternatiflere göre bir nebze daha geleneksel yemeklerin sunulduğu günün menüsü çorba, ana yemek ve tatlıdan oluşuyor ve daha makul bir fiyatla müşterilerle buluşuyor. Eğer her yerde bulabileceğiniz yemeklerden sıkıldıysanız, günün menüsü iyi bir alternatif olabilir; lütfen gidince sorunuz :)
25 Ocak 2016
Cildi Şımartma Vakti; Kiehl's
Herkese merhaba, birçok arkadaşım cildime hangi ürünleri kullandığımı sorunca ben de sizlere genelinden çok memnun kaldığım Kiehl's ürünlerinden bahsetmek istedim. Malum şu soğuk günlerde cildimizi nemlendirmemiz çok önemli... Birçok markanın kremlerini denedikten sonra benim için en iyisinin Kiehl's olduğuna karar verdim ve sizlere şimdi hepsini teker teker anlatacağım.
Öncelikle sol üstte görünen sarı yağdan bahsedeyim; (bendeki tester boyu, bitmesini bekliyorum ama bir türlü bitmiyor :) ) Cildinizin gün içinde daha aydınlık görünmesi için hafif, mis kokulu bir yağ. Güzelce yedirdiğinizde cilt hemen emiyor ve yağlı hissettirmiyor. Nemlendirici altına kullanılarak cildi dış etkenlerden koruyor ve ayçiçeği çekirdeği yağı, tamanu yağı ve zencefil kökü yağlarından oluşuyor. 30 ml fiyatı 129TL
Sıra sarı şişenin yanında görülen beyaz tüpte. Kendisi Clearly Corrective Dark Circle Perfector SPF30. Gözlerinizin altındaki veya çevresindeki hafif morluklardan, halkalardan şikayetçiyseniz bu ürün tam size uygun olabilir. Krem bir kapatıcı gibi renkli, kısacası göz altı bb krem de diyebiliriz. Kapatıcı özelliği çok çok fazla değil fakat gözle görülür bir değişiklik sağlıyor. Günlük makyajlar için uygun fakat gözlerimin altı çok mor diyorsanız farklı bir ürün bakmanızı öneririm... Hafif ve tek tonda üretilmiş bu ürünün fiyatı 112 TL.
Sırada fotoğrafta gördüğünüz lacivert tüp; Midnight Recovery Eye var. Sabahları daha dinç ve aydınlık gözlerle uyanmak ister misiniz diye sorduklarında elbette isterim diyerek almıştım bu ürünü. Her gece uyumadan önce kullanıyorum ve gerçekten memnunum. Kan dolaşımını iyileştirip, göz altı torbalarının azalmasını sağlıyor ve düzenli kullanıldığında ince çizgileri gözle görülür şekilde azalttığını söyleyebilirim :) Fiyatı 95 TL.
Ortada gördüğünüz o kocaman kutu ise kil maskesi. Gözenekleri arındırıp, ciltteki ölü hücreleri temizliyor. Cildinize uygulayıp 15 dakika beklemeniz yeterli oluyor. Gözeneklerinizden şikayetçiyseniz tavsiye ediyorum. Cildi kurutmaması ve çıkarırken yormaması da avantajlarından. Fiyatı 82 TL. 150ml olduğu için uzun süre kullanılabiliyor.
Maskenin sağındaki o minik tüp ise saç bakım ürünü, tabi kendisi tester olduğu için baya minik. Açıkçası olmazsa olmazım olmadı. Evet saçlarımı yumuşacık yaptı fakat kalıcı bir çözüm olmadı. Belki daha düzenli kullanmam gerekiyordur :) Kimyasal işlem gören ve fazla ısıya maruz kalan saçlar için öneriliyor. Fiyatı 69 TL
En sağdaki büyük tüp ise günlük kullandığım güneş kremim. Cilt yaşlanmasına ve cilt kanserine karşı cildi koruyup gün boyu nemlendiriyor. Uzun süredir kullanmama rağmen hala bitmedi, fındık tanesi kadar kullanmak bana yetiyor. İnce yapılı bu krem ciltte ağırlık yapmıyor, hızlıca matlaşıyor. Makyaj altı için uygun bir nemlendirici, memnun kalacağınıza eminim. Fiyatı 119 TL ama değer... Yazın veya güneşli günlerin bir numarası.
Sol alttaki kahverengi kutu ise yine bir göz kremi, üstte anlattığımdan farkı bunun gündüz kullanılıyor olması. Bakır ve kalsiyum içeren krem yine ince çizgilerle savaşıp kırışıklıkları azaltıyor. İçerisindeki kafein sayesinde de şiş görünümü azaltmaya yardımcı oluyor. Göz çevreniz çok kuruysa sizi tatmin etmeyebilir çünkü yağ oranı çok düşük. Ben kuruluktan şikayetçi olmadığım için bu krem bana yetiyor, denedikten sonra alırsanız daha mutlu olursunuz diye düşünüyorum :) Fiyatı 119 TL
Ve son olarak Rosa Arctica Youth Regenerating LightWeight Cream, ismini yazarken yoruldum :) Kısacası gördüğünüz açık yeşil kutu işte :) Yağlı bir cildim var ve hafif bir nemlendirici istiyorum diyorsanız tercih edebilirsiniz. Cildin sıkılığını arttırıp, daha pürüzsüz bir görüntü veriyor. 31 aya kadar susuz kalabilen Diriliş Çiçeği ( Rosa Arctica ) gerekli nem koşulları sağlanınca, saatler içerisinden tekrar canlanıyor, krem de ismini buradan alıyor. Parmaklarımız arasında biraz ısıtıp, yumuşatıp öyle uyguluyoruz. Bu ürün de diğerleri gibi hafif ve ince, hızlıca emiliyor. Fiyatı 170 TL
24 Ocak 2016
Leonardo Oscar Bekliyor; Diriliş (The Revenant)
28 Şubat'taki 88. Akademi Ödülleri'ne 12 dalda aday gösterilen filmin yönetmen koltuğundaki isim geçtiğimiz yıl ''Birdman'' filmi ile Oscar alan Alejandro G. Iñárritu. Gerçek bir hikayeyi anlatan Diriliş, The Revenant: A Novel Of Rrevenge kitabından beyaz perdeye uyarlanıyor.
Hugh Glass'ın yaşamak savaşı vererek, hayatta kalma mücadelesi anlatılıyor. Bir saldırı sonucunda derin yaralar alan DiCaprio'nun vücuduna yapılan makyaj bile ''En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı'' kategorisinde Oscar adayı olarak gösterildi.
Filmdeki dramatik yapı seyirciyi etkiliyor, sebebi çok gerçekçi olduğundan Glass'ın intikam duygusunu sizler de içinizde hissedeceksiniz.
Boz ayı Hugh Glass'a saldırdıktan sonra aldığı pençe darbeleri ile ölümle burun buruna geliyor. Bazı arkadaşlarının onu zorunlu olarak, bazılarınınsa bile isteye ölüme terk edişinin ardından yaşadıklarını konu alan filmi izlemenizi tavsiye ediyorum. Çıktığınızda ''muhteşemdi'' demeyeceksiniz fakat performansları çok beğeneceğinize eminim.
Kısaca Tom Hardy'den de bahsetmek istiyorum, hepimizin bildiği o yakışıklı halini filmde görmeyi beklemeyin... Saç sakal birbirine karışmış halde kötü adam olarak karşımıza çıkıyor bu sefer :)
156 dakika süren film bazen ''hadi ama'' dedirtebiliyor fakat Oscar ödüllerine bu kadar yakın olduğu için, DiCaprio'nun performansı için bu film izlenir... Çekimlerin kalitesini de atlamamak lazım.
Bakalım DiCaprio bu sene Oscar alabilecek mi? Bu sene o sene mi? Gibi sorular soruluyor, bakalım neler olacak :)
Hugh Glass'ın yaşamak savaşı vererek, hayatta kalma mücadelesi anlatılıyor. Bir saldırı sonucunda derin yaralar alan DiCaprio'nun vücuduna yapılan makyaj bile ''En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı'' kategorisinde Oscar adayı olarak gösterildi.
Filmdeki dramatik yapı seyirciyi etkiliyor, sebebi çok gerçekçi olduğundan Glass'ın intikam duygusunu sizler de içinizde hissedeceksiniz.
Boz ayı Hugh Glass'a saldırdıktan sonra aldığı pençe darbeleri ile ölümle burun buruna geliyor. Bazı arkadaşlarının onu zorunlu olarak, bazılarınınsa bile isteye ölüme terk edişinin ardından yaşadıklarını konu alan filmi izlemenizi tavsiye ediyorum. Çıktığınızda ''muhteşemdi'' demeyeceksiniz fakat performansları çok beğeneceğinize eminim.
Kısaca Tom Hardy'den de bahsetmek istiyorum, hepimizin bildiği o yakışıklı halini filmde görmeyi beklemeyin... Saç sakal birbirine karışmış halde kötü adam olarak karşımıza çıkıyor bu sefer :)
156 dakika süren film bazen ''hadi ama'' dedirtebiliyor fakat Oscar ödüllerine bu kadar yakın olduğu için, DiCaprio'nun performansı için bu film izlenir... Çekimlerin kalitesini de atlamamak lazım.
Bakalım DiCaprio bu sene Oscar alabilecek mi? Bu sene o sene mi? Gibi sorular soruluyor, bakalım neler olacak :)
23 Ocak 2016
Sokakların Efendisi Türkiye'de; The Art of Banksy
Yaklaşık 20 koleksiyonerin koleksiyonundaki Banksy eserlerinin bir araya gelmesiyle oluşan ve Türkiye'de kısa zamanda ses getiren "The Art Of Banksy" sergisini dün ziyaret etme fırsatı bulduk. Baştan söyleyelim; bu soğuklarda hiç üşenmeyip gitmenize değecek kadar başarılı çalışmalar mevcut.
Gerçek kimliği bilinmeyen sanatçı, eserlerine ''Banksy'' imzası atıyor. İngiltere başta olmak üzere farklı ülkelerde yaptığı dikkat çeken duvar resimleri ile ünleniyor. Zaten Banksy, yurtdışında ünlüler tarafından oldukça bilinen ve takip edilen bir sanatçı.
Sergiye gelecek olursak: Girişte bilet satın aldığınız grafiti kaplı ufak minibüs dahi aslında Banksy eseri. Serginin içerisinde ise her bölüm farklı bir mekanı canlandırıyor, bazen bir evin odasına giriyor, bazen de sokaklarda dolaşıyoruz eserleri takip ederken.
Serginin müzikleri Fahir Atakoğlu tarafından özel bestelenip, içinde Banksy sözleri, Rumi'nin söz ve şiirleri kullanılıyor.
Bu eserler zamanında Banksy eserlerini pazarlayıp satan Steve Lazarides sayesinde sergi haline geliyor. Lazarides ve Banksy yaklaşık 10 yıldır görüşmedikleri için sanatçının bu sergiden haberi bile olmayabilir :)
Sergide gerçekten çok dikkat çekici eserlerin varlığı bizleri şaşırttı. Sanatçı, birtakım ünlü kişi ve figürlerle ince bir şekilde dalga geçerken, günümüzde insanlığın öne çıkarttığı değerlerin ne kadar değersiz olduğunu bu yolla çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Gaz maskeli heykeller, polis üniforması giyen çocuklar, ellerinde alışveriş paketleriyle çarmıha gerilmiş İsa figürü, Ronald McDonald ve Mickey Mouse'un ellerinden tuttuğu ağlayan çıplak bir çocuk...
Eserler bu kadar güzel olunca, tadı damağımızda kaldı denilebilir; çıkarken keşke daha büyük bir sergi olsaydı diye düşündük. Sergiyle ilgili olumsuz bir eleştirimiz de var: Sergi sonunda eserlerle ilgili hediyelik eşya satışı yapılıyor; ancak burada fiyatlar çok yüksek tutulmuş, pek fazla talep göreceğini sanmıyoruz. Ayrıca küçük bir koleksiyon için, her ne kadar etkileyici de olsa, bilet fiyatlarının birazcık yüksek olduğunu kabul etmemiz lazım.
23 Ocak'ta başlayan "The Art of Banksy" sergisi 29 Şubat tarihine kadar Global Karaköy'de sizlerle.
Adres: Kemankeş Caddesi No:51 Karaköy - İstanbul
Bilet fiyatları: 35-TL (tam), 28-TL (öğrenci) Biletler Biletix'ten veya sergi girişinden temin edilebilir. http://www.biletix.com/search/TURKIYE/tr#banksy
Gerçek kimliği bilinmeyen sanatçı, eserlerine ''Banksy'' imzası atıyor. İngiltere başta olmak üzere farklı ülkelerde yaptığı dikkat çeken duvar resimleri ile ünleniyor. Zaten Banksy, yurtdışında ünlüler tarafından oldukça bilinen ve takip edilen bir sanatçı.
Sergiye gelecek olursak: Girişte bilet satın aldığınız grafiti kaplı ufak minibüs dahi aslında Banksy eseri. Serginin içerisinde ise her bölüm farklı bir mekanı canlandırıyor, bazen bir evin odasına giriyor, bazen de sokaklarda dolaşıyoruz eserleri takip ederken.
Serginin müzikleri Fahir Atakoğlu tarafından özel bestelenip, içinde Banksy sözleri, Rumi'nin söz ve şiirleri kullanılıyor.
Bu eserler zamanında Banksy eserlerini pazarlayıp satan Steve Lazarides sayesinde sergi haline geliyor. Lazarides ve Banksy yaklaşık 10 yıldır görüşmedikleri için sanatçının bu sergiden haberi bile olmayabilir :)
Sergide gerçekten çok dikkat çekici eserlerin varlığı bizleri şaşırttı. Sanatçı, birtakım ünlü kişi ve figürlerle ince bir şekilde dalga geçerken, günümüzde insanlığın öne çıkarttığı değerlerin ne kadar değersiz olduğunu bu yolla çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Gaz maskeli heykeller, polis üniforması giyen çocuklar, ellerinde alışveriş paketleriyle çarmıha gerilmiş İsa figürü, Ronald McDonald ve Mickey Mouse'un ellerinden tuttuğu ağlayan çıplak bir çocuk...
Eserler bu kadar güzel olunca, tadı damağımızda kaldı denilebilir; çıkarken keşke daha büyük bir sergi olsaydı diye düşündük. Sergiyle ilgili olumsuz bir eleştirimiz de var: Sergi sonunda eserlerle ilgili hediyelik eşya satışı yapılıyor; ancak burada fiyatlar çok yüksek tutulmuş, pek fazla talep göreceğini sanmıyoruz. Ayrıca küçük bir koleksiyon için, her ne kadar etkileyici de olsa, bilet fiyatlarının birazcık yüksek olduğunu kabul etmemiz lazım.
23 Ocak'ta başlayan "The Art of Banksy" sergisi 29 Şubat tarihine kadar Global Karaköy'de sizlerle.
Adres: Kemankeş Caddesi No:51 Karaköy - İstanbul
Bilet fiyatları: 35-TL (tam), 28-TL (öğrenci) Biletler Biletix'ten veya sergi girişinden temin edilebilir. http://www.biletix.com/search/TURKIYE/tr#banksy
Etiketler:
Banksy,
Karaköy,
kultursanat,
sanat,
sergi,
The Art of Banksy
22 Ocak 2016
Alpler'de Gençlik
İtalyan yönetmen Paolo Sorrentino imzalı Gençlik (Youth) bugün Türk izleyicilerle buluşuyor. Daha önce Film Ekimi'nde izleme fırsatı bulduğum bu film hakkındaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Her şeyden önce İtalyan yönetmenin Amerikalı ağırlıklı bir kadro ile çalıştığını belirtmeliyim. Michael Caine, Rachel Weisz, Harvey Keitel ve Jane Fonda bu filmde karşımıza çıkan ünlü simalardan. Bu güçlü isimler, tartışılmaz yetenekleriyle filmi en iyi şekilde taşıyorlar.
Film, Alp dağlarında tatil yapan emekli orkestra şefinin etrafında dönüyor ve bizlere eskimeyen dostluğu, geride kalan kariyer ve şöhreti anlatıyor.
Gençlik, sahne görüntüleri, ünlü isimlere yaptığı atıflar ve özellikle filmin sonlarına doğru karşımıza çıkan çarpıcı sahneleriyle göz dolduruyor. Filmin son sahnesinde nefes kesici bir sesle buluşan beste ise, En İyi Özgün Şarkı dalında Oscar adayı eserlerden biri.
Zamanla kaybolan gençlik ve güzellik hakkında az sözle çok şey anlatan Gençlik, sizlere keyifli ama düşündürücü bir 124 dakika vaat ediyor. İzlemenizi tavsiye ederim.
Imdb puanı: 7,4
Türü: Drama
Vizyon tarihi: 22 Ocak
20 Ocak 2016
En Az Eviniz Kadar Sizin; Hane
Şimdiye kadar gittiklerimizin en renklisi, en keyiflisi desek yeridir. Tattıklarımız olsun, sunumları olsun, tatlıları tek tek anlatmaları olsun, olsun da olsun her şey çok güzeldi...
Hane'ye giderken menüde acaba yemek var mıdır, çok açız dedik ve internette küçük bir araştırma yaptık. Menülerine baktığımızda gözlerimiz parladı ve bu soğukta koştura koştura kapıdan içeri girdik. Aperatifler, salatalar ve ana yemeklerden oluşan menüde makarna, burger, tavuk, et ve balık ürünlerinden lezzetli seçmeler sunuluyor. Kahvaltı menüleri ise midenizden önce gözünüzü de doyuracak kadar zengin; hem Türk kahvaltısı, hem de Avrupa'dan aşina olduğumuz sabah lezzetleri sunulurken fit kalmak isteyenler için ayrıca hazırlanmış olan zengin seçenekleri de mevcut. Arada şu taze bilgiyi de verelim; yakın zamanda menülerine yenilikler katıp birazcık değiştireceklermiş :) Bizi şimdiden bir heyecan sardı...
''Karamelize soğanlı püre yatağında'' balzamik soslu çıtır tavuk ve ıspanaklı peynirli kiş tercih ettik. Acaba ne kadar bekleriz diye düşünemeden siparişlerimiz masadaydı, bu ışık hızı için ayrıca teşekkür ederiz :)
Hane'de dikkatimizi çeken bir diğer şey ise, kahve filtreleme seçenekleriydi. Kişinin damak tadına göre seçenekler sunan Hane, bu filtreleme işlemini gözlerimizin önünde yaparak bizleri de üçüncü dalga kahve akımına dahil ediyor. Biz her ne kadar süt isteyerek bir hata yapsak da, işin uzmanından doğrusunu öğrendik ve bir dahakine sütsüz şekilde önce kahvenin tadını alacağımıza söz verdik.
Ve sıra geldi en sevdiğimiz kısma; tatlılara. Belirtmemiz lazım ki Hane'ye uğramaya karar verdiğinizde her türlü diyet ve kilo hedeflerinizi lütfen kapının dışında bırakınız, çünkü bu tatlılara karşı koyamayacaksınız. Göz alıcı karamelli, pişmaniyeli ve Kinder'li bardak tatlılarının yanı sıra, pay ve cheesecake alternatifleri de mevcut. Biz pişmaniyeli ve Kinder'li tatlılardan denedik, bu orijinal tatları çok beğendik.
Hane ziyaretimizin sonuna gelirken, mekanın sahibi Aytekin Bey'in ikramı olan sıcak karamel soslu mozaik topları eşliğinde kendisiyle sohbet etme imkanı bulduk. Sadece iki ay önce bu cafeyi açarak çocukluk hayalini gerçekleştiren Aytekin Bey aslında sektöre ilk kez adım atmıyor; aile mesleğini sürdürüyor. Balık restoranı, kahvaltı ağırlıklı bir cafe ve hatta gece kulübü gibi geçmiş tecrübelerinin kendisine ışık tuttuğunun altını çiziyor. Sohbeti ve ikramı için kendisine bir kez de buradan teşekkür ediyoruz.
Hane, Bağdat Caddesi Marks&Spencer'ın sokağında tazecik lezzetleri ve güler yüzü ile sizleri bekliyor... Kendinize bir jest yapıp kapılarını çalmalısınız :)
19 Ocak 2016
Tatlı Yiyelim Tatlı Konuşalım Diyenlere; Voi Cadde
Bağdat Caddesi'nin sakin sokaklarından birinde bulunan Voi Cadde, şehrin gürültüsünden uzak, sıcacık bir cafe. İçeride ve dışarıda toplam 10-12 masaya sahip. İlk gidişimde latte denemiştim, gözüm muhteşem görünen tatlılara takılmış fakat ohooo ben buraya daha çooook gelirim diyerek kendimi tutmuştum :)
Bugün Suadiye'de kapanan Zara'nın önünden geçerken gözüm sokağın içine takıldı ve bu sayede tekrar buluştuk Voi ile. Tahıllı salata istedim, beklediğimden çok daha hızlı geldi. Porsiyon gözümü de karnımı da doyurdu. Tek eleştirim; keşke sosları ve birkaç dilim kepek ekmeğini ben istemeden getirselerdi.
Sizlere biraz da menüden bahsedeyim; kahvaltı tabağı, yumurta çeşitleri, salata ve wrap seçenekleri, namı dillerden düşmeyen tatlıları ve son olarak mis kokulu kahveleri mevcut. Bu soğuk günde salatanın üstüne içtiğim macchiato; tek shot espressolu, içimi rahat ve yumuşacıktı. Tavsiye ederim...
Tatlı dolabı mı desem, tatlı vitrini mi bilemedim :) Nutellalı ve Oreolu cheesecakeler çok güzel görünüyordu, bir dahaki gidişimde kesin tadacağım. İç dizayn sayesinde kendinizi farklı bir ülkede hissetme ihtimaliniz oldukça yüksek, çalan müzikler ise insanın ruhunu okşuyor... Soğuklarda içeride masa bulmak biraz zor olabilir bu konuda şimdiden uyarıyorum, aman dikkat.
Barista kahveyi keyifle hazırlıyor ve seçiminizde isterseniz size yardımcı oluyor. Garsonların aralarında yüksek sesle konuşmaları haricinde Voi beni yine çok mutlu etti bugün. Fotoğraflarda da gördüğünüz gibi minik, çok sevimli tatlı yiyip tatlı konuşmalık bir mekan :)
Oscar'a Az Kala
Siz de bizim gibi film tutkunuysanız, yılın bu zamanında etrafımızı saran Oscar heyecanını paylaşıyoruz demektir. Eğer "ben pek ilgilenmem, ama bir şeyler izlerim" diyorsanız, bu sene biraz sizleri de heyecanımıza ortak etmeye çalışalım.
Filmseverler için ödül töreni öncesi keyifle yapılan aktivite, adaylar açıklanır açıklanmaz ana kategorilerde adaylıkları olan filmleri izlemek. Hedef tarih ise, Oscar gecesi. O geceye kadar kişisel zevkimize göre belirlediğimiz naçizane listemizdeki filmler izlenmeli, tahminler yapılmalı, hatta mümkünse arkadaşlarla gerekli iddialara girilmelidir :)
88. Akademi Ödülleri bizi 28 Şubat gecesi televizyonlarımızda beklerken, gelin önce önemli kategorilerdeki adaylara bir göz atalım:
En İyi Film:
Büyük Açık (The Big Short)
Casuslar Köprüsü (Bridge of Spies)
Brooklyn
Mad Max: Öfkeli Yollar (Mad Max: Fury Road)
Marslı (The Martian)
Diriliş (The Revenant)
Gizli Dünya (Room)
Spotlight
En İyi Erkek Oyuncu:
Bryan Cranston - Trumbo
Matt Damon - Marslı
Leonardo DiCaprio - Diriliş
Michael Fassbender - Steve Jobs
Eddie Redmayne - Danimarkalı Kız (The Danish Girl)
En İyi Kadın Oyuncu:
Cate Blanchett - Carol
Brie Larson - Gizli Dünya
Jennifer Lawrence - Joy
Charlotte Rampling - 45 Yıl (45 Years)
Saoirse Ronan - Brooklyn
Ana kategorilerin yanı sıra, bu sene bizi yakından ilgilendiren bir film daha var: Mustang. En İyi Yabancı Film kategorisinde Fransa adına yarışan bu film, aslında Karadeniz'de yaşayan beş kız kardeşin öyküsünü anlatıyor. Türkçe dilinde olan bu filmin Fransa adına yarışmasının sebebi, maalesef Türkiye'nin bu sene bu kategoride Oscar'a yollamak üzere başka bir film seçmiş olması. (Ancak Türkiye adına yarışan film, son beş film arasına kalamadı.) Muhtemelen bir diğer sebebi ise, filmin kimilerine göre pek iyi bir Türkiye tanıtımı yapmıyor oluşu.
Tabii ki Oscar adayı olan bütün filmleri izlemek neredeyse eleştirmenlere mahsus bir lüks. Bizimse sizin için daha kısa bir listemiz var:
Büyük Açık (The Big Short):
Imdb puanı: 8,0
Vizyon tarihi: 8 Ocak (vizyonda)
Marslı (The Martian)
Imdb puanı: 8,1
Vizyondan kalktı, ancak DVD'si raflarda: http://www.dr.com.tr/Film/The-Martian-Marsli
Diriliş (The Revenant)
Imdb puanı: 8,3
Vizyon tarihi: 22 Ocak
Gizli Dünya (Room)
Imdb puanı: 8,3
Vizyon tarihi: 26 Şubat
Steve Jobs
Imdb puanı: 7,5
Vizyondan kalktı. Eğer izleme fırsatı bulamadıysanız, DVD'sinin 16 Şubat tarihinde piyasaya çıkması bekleniyor.
Spotlight
Imdb puanı: 8,3
Vizyon tarihi: 29 Ocak
Danimarkalı Kız (The Danish Girl)
Imdb puanı: 6,7
Vizyon tarihi: 12 Şubat
Carol
Imdb puanı: 7,6
Vizyon tarihi: 5 Şubat
Joy
Imdb puanı: 6,7
Vizyon tarihi: 8 Ocak (vizyonda)
Mustang
Imdb puanı: 7,6
Film ekim ayı sonunda vizyona girmişti, ancak izlemediyseniz veya başkaca bir şekilde izleme şansınız yoksa üzgünüz. Maalesef kesin bir duyuru olmamasına rağmen, filmin DVD'sinin mart ayında piyasaya çıkacağı öngörülüyor.
The Hateful Eight
Imdb puanı: 8,1
Vizyon tarihi: 8 Ocak (vizyonda)
Gelelim en azından birkaç arkadaşınıza satabileceğiniz birkaç küçük Oscar 2016 bilgisine. Geçen sene Birdman ile En İyi Film ve En İyi Yönetmen dallarında Oscar'ı kucaklayan Alejandro Gonzalez Innaritu, Diriliş (The Revenant) ile bu sene de her iki dalda heykelciğe göz kırpıyor. Yine geçen sene Her Şeyin Teorisi (The Theory of Everything) ile En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanan Eddie Redmayne, bu sene de Danimarkalı Kız filmiyle aynı dalda Oscar'a aday.
Ve 88. Akademi Ödülleri'nin en merak edilen sorusu: Leonardo DiCaprio sonunda Akademi tarafından kabul görecek mi? Sayısız başarılı filmine ve rolüne rağmen bugüne kadar beş adaylığından da eli boş dönen DiCaprio, tahminimiz o ki, bu sefer evine Oscar heykeli ile dönebilecek.
Şimdilik Oscar hakkında söyleyeceklerimiz bu kadar; ancak 28 Şubat gecesine bir aydan uzun bir süre varken, belki de bu sene eleştirmenleri dinlemek yerine kendi tahminlerinizi yapmanızın tam zamanı. Filmleri izleyin, yorumlarınızı bizlerle paylaşın, sonra hep beraber heyecanla aynı cümleyi bekleyelim: "and the Oscar goes to..."
17 Ocak 2016
'Sade'leşme Zamanı
Hayatımızda nelerden şikayetçi oluruz? En çok neye zaman harcarız? En basit haliyle soralım hatta: Neler yaparız?
Birçoklarınızın verdiği cevabı duyar gibiyiz: Çalışırız, yeriz, sosyalleşiriz, para harcarız, giyiniriz, sohbet ederiz, kararlar alırız, hayaller kurarız ve genelde bunlardan en az birinde sorun yaşarız. İşimiz, kilomuz, sağlığımız, paramız, insan ilişkilerimiz, giyecek bir şey bulamadığımız zamanlar, alıp da uygulamadığımız kararlar ve asla ulaşamadığımız hayaller aklımızın bir yerinde sorun veya dert şeklinde var olmaya devam ederler.
İşte Sade kitabının yazarları Begüm Başoğlu ve Ege Erim, çok karşılaşılan bu sorunları basit bir dille ele alıyor ve hayatlarımız için bir 'sade'leştirme çağrısı yapıyorlar.
İsmine yakışır bir kapak ve sayfa tasarımıyla karşımıza çıkan Sade, sekiz kategoride basit ve uygulanabilir sadeleşme önerileri sunuyor: Gardırop, ev, yemek, egzersiz, ilişkiler, para, iş hayatı ve teknoloji. Kitabın vaadi ise, tamamen yaşam tarzınıza göre kendinize uygun bir şekilde sadeleşmek. Ancak Sade'yi benzerlerinden ayıran, çok küçük hamlelerle hayatımızı değiştirmemiz için bir yol haritası olması. Gerçekten 21. yüzyılda biz insanlar, konu hayatımızı güzelleştirmek bile olsa, çokça çaba isteyen hiçbir işe başlamayacak kadar tembeliz; işte bu yüzden Sade, Kasım 2015'te başladığı yolculuğuna şimdiden 9. baskısıyla devam ediyor.
Kesinlikle bir oturuşta bitirebileceğiniz bu kitabı, işinize yarayacak yerlere post-it yapıştırarak ve hatta notlar alarak okumanızı tavsiye ediyoruz.
Sade, Begüm Başoğlu & Ege Erim, kitapçılarda ve indirimli fiyatıyla www.dr.com.tr adresinde.
Okurumuza not: Kitabı okurken ilginizi en çok çeken öneri veya örnekleri yorumlarınızla birlikte bizimle paylaşın; beraber tartışalım!
16 Ocak 2016
Karaköy'de Bir Mint; Dandin Bakery
Karaköy sokaklarında dolaşırken mint yeşili kapısıyla dikkatimizi çekmeyi başardı Dandin Bakery. Pastel tonlardaki dekorasyonu iç açıyor. Yüksek tavanlı, geniş, ferah bir mekan... Menüde sabah saatleri için kahvaltı tabağı, granola, sandviç ve tost çeşitleri mevcut. Hayır biz yemek yiyeceğiz diyorsanız da salatalar, pizzalar ve atıştırmalıklar imdadınıza yetişiyor :) Şu soğuklarda günün çorbasını atlamayalım, sıcacık bir çorbayla da başlayabilirsiniz elbette.
Bizim gibi kahve&tatlı keyfi yapmak isteyenler içinse farklı tatlı seçenekleri sunuyorlar. Armutlu panna cotta, unsuz çikolatalı kek, lavantalı limonlu kek, balkabaklı turta, çilekli irmikli puding ve farklı aromalarda profiterol çeşitleri ile marifetlerini gözler önüne seriyorlar :) Zaten kapıdan içeri girdiğinizde tatlı çeşitleri dikkatinizi çekecektir, tok bile olsanız bu lezzetleri denemelisiniz.
Biz çikolata dolgulu profiterol denedik, lavantalı çeşidi de vardı fakat risk almayalım dedik :) Alttaki fotoğrafta gördüğünüz gibi alışkın olduğumuz profiterolden çok farklı, üzeri sossuz, kocaman bir top olarak servis ediliyor. İçi de çikolatalı krema dolgulu... Tadı damağımda kaldı diyemem fakat güzeldi, farklıydı. Denemeye değer...
İsmini sahibi Esra Dandin'den alan bu sevimli cafe kitap okumak veya dergi karıştırmak için de ideal. Biraz uzaklaşıp defterine kitabına sarılmak isteyenleri bekler gibi bir havası var... Karaköy'e gittiğinizde uğramanızı öneriyoruz :)
Bu arada aldığımız olumlu tepkiler bizi çok mutlu ediyor. Okuyan ve yanımızda olan herkese teşekkürler :) Gezip gördükçe yazmaya devam edeceğiz...
İrem&Yeşim
15 Ocak 2016
Uzun Uzun ''Dem''lenmelik....
Dem aylardır aklımızda olmasına rağmen henüz gitme fırsatı bulduğumuz, yaklaşık 60 çeşit çay harmanının bulunduğu bir cafe. Son zamanlarda baya hareketlenen Karaköy'ün olmazsa olmazlarından görülen bu mekanın oturma köşeleri, ortamı çok rahat. Güzel dekore edilmiş. Biz hafta içi ve gündüz saatlerinde gittiğimiz için rahatça yer bulabildik fakat akşam saatlerinde aynı müsaitliğin olacağını hiç zannetmiyorum :) Neyse ki dışarıda da oturmak mümkün ve müşterilerin geneli içeride yer bulamayıp dış kısma geçiyor...
Biz vanilyalı siyah çaylarından denedik ve beğendik, yiyecek olarak da ''Simit Antipasti'' den birer lokma ağzımıza attık, çayın yanına yakıştı :)
Tek hoşumuza gitmeyen şey ilgisiz personel oldu sanıyorum... Mekan sakin olmasına rağmen, menü de siparişimiz de geç geldi. Çay seçimimizde bize yardımcı oldular fakat onun haricinde sesimizi zor duyurduk.
Hadi bugün bir değişiklik yapıp farklı tatlar deneyeyim derseniz ve çay seviyorsanız kesinlikle gitmelisiniz, çeşitliliğin sizi şaşırtacağına ve şık sunumlarını beğeneceğinize eminim. Bir de güzel müzikler çalsalar süper olacak aslında, oturduğumuz süre boyunca pek müzik sesi duyduğumuzu hatırlamıyorum...
Aklıma gelmişken demliğe ekledikleri çay oranını biraz arttırsalar daha lezzetli çaylar ortaya çıkabilir, sesimizi duyarlar belki kim bilir :) Gidecek olanlara şimdiden afiyet olsun...
İrem.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)